25 Nisan 2013 Perşembe

Beauty and the Beast (Güzel ve Çirkin) 1991


Uzun zamandır izleme listemde bekleyen bu filmi bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine filmi listemin en başına aldım ve hemen bugün sıcağı sıcağına vakit kaybetmeden izledim. IMDB 250 listesinde 8.0 puanla 230. sırada yer alan bu 1991 yapım bu müzikal animasyon sizlere klasik ama heyecan dolu bir Walt Disney macerası yaşatmayı amaçlıyor.

18 Nisan 2013 Perşembe

Carnage (Acımasız Tanrı) 2011



Kadrosunu Oscarlı oyuncular Jodie Foster, Kate Winslet, Christoph Waltz ve John C. Reilly’in oluşturduğu Carnage son zamanlarda izlediğim alışılmışın dışındaki senaryosu ile en ilginç film olabilir. Filmin oyuncu kadrosunu gördüğünüzde üstüne bir de bu kadroyu başarılı yönetmen Roman Polanski’nin yönettiğini öğrendiğinizde filmden iyi bir şeyler beklemeye başlıyorsunuz.

14 Nisan 2013 Pazar

Searching For Sugar Man (Şeker Adamın İzinde) 2012



Yoğun bir Nisan ayı gecesi, şans eseri açtığım bu filme daha doğrusu belgesel filme başlarken böylesine ilginç bir hayat hikâyesini izleyeceğimi düşünmemiştim. Daha ilk dakikası filme adını veren “Sugar Man” parçasıyla sizi filmin içine çeken 2012’de en iyi belgesel oscarını kazanan bu yapım maalesef ülkemizde vizyona girmedi. Fakat DVD’si çıktığı zaman alıp mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız.

31 Mart 2013 Pazar

Django Unchained (Zincirsiz) 2012




Filmin giriş müziği “Django” hala kulaklarımdan silinmedi ve ben bu müzik arka planda çalarken yazmak istediğim bu film hakkındaki yorumlarımı. Çünkü tüm filmi düşündüğümde iyi oyuncuların yanı sıra aklımda en çok yer edinen filmin o güzel, dinlemeye doyulmayacak müzikleri oldu. 

Quentin Tarantino’nun son filmi olan Django Unchained, biz sinemaseverlere biraz uzun bana göre yer yer sıkan bir 165 dk. vadediyor. Filmin ilk yarısındaki heyecanı ve merakı filmin ikinci yarısında bulamadım ne yazık ki.

19 Mart 2013 Salı

Lo Imposible (Kıyamet Günü) 2012



Lo imposible’ın konusunu ilk duyduğumda yine klasik felaket filmlerinden birini izleyeceğimi düşündüğümü itiraf etmeliyim. Ama bu sefer yanıldım. Lo imposible hikayesini 2004 Güney Asya tsunamisini yaşayan gerçek bir aileden alan son yılların en başarılı felaket filmlerinden biri hatta belki de en başarılısı. Sadece akıcı senaryosu değil, kamera açıları ve oyuncuların başarılı performansları ile de sizi gayet tatmin edecek bir film bekliyor. 

14 Mart 2013 Perşembe

Wreck-it Ralph (Oyunbozan Ralph) 2012




Walt Disney’in son çalışması olan Wreck-It Ralph 85. Akademi Ödülleri en iyi animasyon adayları arasında en iddialı gördüğüm fakat heykelciği Brave’e kaptıran bana göre özellikle konu olarak senenin en iyi animasyonlarından biri. Yönetmenliğini kariyerinin ilk sinema filmi olan Rich Moore’un üstlendiği film 165 milyon $lık bütçesiyle adından epeyce söz ettirdi, hala da ettiriyor.

12 Mart 2013 Salı

Argo (Operasyon:Argo) 2012

Argo, bu senenin en iddialı filmlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu iddiasını “En İyi Film” kategorisinde aldığı Oscar ödülüyle de kanıtlamış bulunuyor. 85. Akademi Ödülleri’nde 7 dalda Oscar adayı olan film; en iyi film, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi film kurgusu kategorilerinden heykelciği kucaklayarak ayrıldı. En iyi film ödülünün siyasi sebeplerden dolayı verildiği iddialarını bir kenara bırakırsak, Argo size heyecan dolu bir hikâyenin kapılarını aralıyor.

10 Mart 2013 Pazar

Intouchables (Can Dostum) 2011

Fransız sinemasının son yıllardaki iyi örneklerinden biri olarak görülüyor“ Intouchables”. Sadece Fransa’da değil tüm dünyada milyonları sinema salonuna çekmeyi başarmış bir sinema film. 2011 yapımı Intouchables insana keyif dolu ve bol tebessümlü bir 112 dakika vadediyor. 11 Mayıs 2012’de Türkiye’de seyirci ile buluşan filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Eric Toledano ve Olivier Nakache’nin birlikte üstlendiği bu film boyundan aşağısı felçli olan Philippe ile hapisten yeni çıkmış Driss’i bir araya getiriyor ve bize izlenesi çılgın bir dostluk örneği sunuyor. Filmin adı da Türkçe ’ye “Can Dostum” olarak çevrilmiştir. Film ile ilgili önemli noktalardan birisi de konusunu gerçek bir hayat hikâyesinden alıyor olmasıdır. François Cluzet ve Omar Sy’nin samimi oyunculukları film boyunca göz dolduruyor.