Yoğun bir Nisan ayı gecesi, şans eseri açtığım bu
filme daha doğrusu belgesel filme başlarken böylesine ilginç bir hayat hikâyesini
izleyeceğimi düşünmemiştim. Daha ilk dakikası filme adını veren “Sugar Man”
parçasıyla sizi filmin içine çeken 2012’de en iyi belgesel oscarını kazanan bu
yapım maalesef ülkemizde vizyona girmedi. Fakat DVD’si çıktığı zaman alıp
mutlaka izleyin, pişman olmayacaksınız.
Belgesel,
inanması nerdeyse imkânsız ama tamamıyla gerçek olan bir hayat hikâyesini ele alıyor. Amerika Detroit ’te yaşayan bir folk müzisyeni olan Sixto Rodriguez’in 70’li
yıllarda Amerika’da başarıyı yakalayamayan albümlerinin Güney Afrika’da nasıl
da müthiş bir başarıya ulaştığını anlatıyor. Amerika’da adını duyan nerdeyse
hiç kimse yokken Güney Afrika insanları için, şarkıları dışında kendisi
hakkında hiçbir bilgileri olmadıkları bu adam ve şarkılarını fenomen haline
gelmiştir. Üstelik bu durum yıllarca Rodriguez’in haberi olmadan devam
etmiştir.
Rodriguez’in
hayatındaki tüm kilit isimlerden belgesel boyunca dinliyoruz kendisini. Çünkü biliyoruz
ki bir insanı anlatmanın ve anlamanın en iyi yolu onunla ilgili anılarınız ve yaşanmışlıklarınızın
olmasıdır. Bu durum belgeseli daha da güçlü bir yapım haline getirmiş. Kendisinin
de belgeselde yer almasının beni çok şaşırtması sanırım senaryonun gidişatı
yüzündendi.
Eee
belgesel bir müzik adamı hakkında olunca o müzik adamının müziklerinin olmadığı
belgesel olmazsa olmazdır. Senaryoyla müthiş bir uyum içinde seyirciye
aktarılan Rodriguez’in şarkıları belgeselin en başarılı bulduğum yönü olabilir.
Öyle bir noktada müzik geliyor ki “tamam” diyorsunuz tam yeriydi. En sevdiğim parçasının “I Wonder” olduğunu da
söylemeden geçemeyeceğim. Senaryonun başarısını buradan da anlıyorsunuz zaten. İsveçli
yönetmen Malik Bendjelloul aynı zamanda belgeselin senaristi. Bendjelloul uzun
zamandır sinema sektöründe olmasına rağmen bu onun ilk yönetmenlik deneyimi ve
bu ilk deneyim ona onlarca ödül getirdi.
85
dakikalık yapımın şu an ki IMDB puanı 8.1. Çoğu belgeselin kaderidir geniş
kitlelere ulaşamamış olmak. Ben buradan yazıyorum ve de öneriyorum. İzleyin,
izledikten sonra izlettirin. Bu tarz yapımların daha çok duyulmasına ve izlenmesine
katkıda bulunun diyorum ve İyi seyirler diyerek bitiriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder